Askerden önce ciddi bir mutsuzluk sorunum vardı. Bunun üzerine uzunca düşünmek için epey vaktim oldu. Beni mutsuz eden olayları tek tek düşündüm ve aslında hiçbirinin kayda değer bir sebep olmadığının farkına vardım.
Öylesine bir hengameye kapılmışım ki ne kadar boş yere mutsuz olduğumun farkında bile değilmişim. Olumsuzlukları büyütüp, sürekli bir şikayet ve sitem halinde kendi içimde gereksiz savaşlar vermişim.
Arkadaşımın bana sorduğu tek bir soru aydınlanmamı sağladı: Yaptığın işi seviyor musun?
Cevap net bir şekilde belli: Çok seviyorum.
Sonu belli olmayan bu serüvende başarılı da olabiliriz başarısız da. Binlerce farklı senaryo başımıza gelebilir. Bunları düşünerek hayatı mutsuz bir şekilde geçirmek istemiyorum.
Yaşam akıp gidiyor ve ben sevdiklerimle birlikte mutlu bir hayat yaşamak istiyorum.
Bu yüzden tüm riskleriyle, korkularıyla bu serüveni kabul ediyorum.
Ne demişler: Gülü seven dikenine katlanır.
Bundan sonra sürece odaklanıp elimden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğim.
Artık daha temiz, dingin ve mutlu bir kafa yapısıyla çalışıyorum.
Hayalimdeki işi yapıyorum. Ötesi var mı?
Önceki
Adım Adım
Yakında Asker
Sonraki
Yazı No: 36